Sınırlar, görünmez çitler gibidir. Ne çok serttir ne de yok sayılacak kadar yumuşak. Sağlıklı bir sınır, hem bizi korur hem de ilişkilerimizi daha güvenli kılar.

Birçok insan “hayır” demekte zorlanır. Çünkü reddetmenin karşısındakini kıracağına inanır. Oysa sınır koymak bencillik değil, özsaygının ifadesidir. Kendi ihtiyaçlarımızı dile getirdiğimizde, aslında ilişkilerimizi daha dürüst ve şeffaf hâle getiririz.

Sınırların eksikliği çoğu zaman tükenmişliğe yol açar. Sürekli başkalarının taleplerine evet demek, kendi içimizde hayal kırıklığı ve öfke biriktirir. Uzun vadede bu, hem bize hem de ilişkilerimize zarar verir.

Sağlıklı sınırlar, net ve nazik cümlelerle kurulur: “Şu an buna vaktim yok.”, “Buna hazır hissetmiyorum.” gibi ifadeler hem kendimizi korur hem de karşımızdakine açıklık sunar.

Unutulmaması gereken nokta, sınırların duvar değil köprü olduğudur. İlişkilere mesafe değil, güven katar. Çünkü sınır koymak, hem kendimize hem de karşımızdakine “sen ve ben ayrı bireyleriz” demenin sağlıklı yoludur.

Sağlıklı sınırlar, daha dengeli, daha huzurlu ve daha gerçek ilişkiler için vazgeçilmezdir.

Ahmet Vefa Çetin

Klinik Psikolog Yayın Tarihi: