Sağlıklı Bir İlişkinin Sırrı: Eşinizle Konuşurken Bu 5 Mayına Sakın Basmayın

Hiç şöyle oldu mu? Gayet sıradan başlayan bir konuşma, belki de sadece "Çöpü kim çıkaracak?" gibi basit bir soru, dakikalar içinde dev bir tartışma yumağına dönüşür. Sesler yükselir, eski defterler açılır ve konu bambaşka yerlere gider. Sonunda ikiniz de yorgun, kırgın ve anlaşılmamış hissedersiniz. 

Eğer bu senaryo size tanıdık geliyorsa, yalnız değilsiniz. İlişkilerdeki en büyük yanılgı, iyi niyetin her zaman yeterli olacağını düşünmektir. Oysa iletişim, tıpkı bir dans gibi, ritim, uyum ve pratik gerektiren bir sanattır. Bazen farkında bile olmadan yaptığımız küçük hatalar, aramızdaki o görünmez köprüleri dinamitleyen mayınlara dönüşebilir.

 Peki, ilişkinizi bir mayın tarlası olmaktan çıkarıp güvenli bir limana dönüştürmek için hangi hatalardan kaçınmalısınız? Gelin, en tehlikeli 5 iletişim mayınına birlikte göz atalım. 

 

 1. Genelleme Zehri: "Sen Hep..." ve "Sen Asla..." Tuzakları  

● "Sen hep dağınıksın."

 ● "Beni asla dinlemiyorsun."

 ● "Her zaman geç kalıyorsun."

 Bu cümleler ne kadar tanıdık, değil mi? O anki bir sorunu konuşmak yerine, partnerimizin tüm karakterini tek bir olumsuz özellikle yaftaladığımızda, onu bir savunma duvarı örmeye iteriz. Kimse "hep" veya "asla" bir şey değildir. Bu ifadeler haksızdır ve karşı tarafa "Değişmem için hiçbir umut yok" mesajı verir.

 Panzehiri Nedir? "O an"a ve "o davranışa" odaklanın. "Sen hep dağınıksın" yerine, "Bugün salondaki eşyaların dağınık kalması beni biraz yordu, birlikte toplayabilir miyiz?" demek, hem daha yapıcıdır hem de bir suçlama içermez.

 

 2. Zihin Okuma Vebası: "Ne Düşündüğünü Biliyorum" Kibri 

 

Sağlıklı Bir İlişkinin Sırrı: Eşinizle Konuşurken Bu 5 Mayına Sakın Basmayın

 

Partnerinizin sessizliğinden ya da bir kaş hareketinden yola çıkarak onun ne düşündüğünü veya ne hissettiğini varsaymak, ilişkinin en sinsi düşmanlarından biridir. "Biliyorum, sen şimdi kesin bana kızdın," ya da "Yine o konuyu açacaksın, değil mi?" gibi cümleler, karşı tarafa kendini ifade etme şansı tanımaz. Kendi kurduğumuz senaryoya inanır ve aslında var olmayan bir sorun üzerinden kavga etmeye başlarız.

Panzehiri Nedir? Varsaymak yerine, sorun. Merak edin. "Biraz sessizsin, aklından bir şey mi geçiyor?" veya "Bu konudaki durgunluğunun bir sebebi var mı, konuşmak ister misin?" gibi açık uçlu sorular, gerçek bir diyaloğun kapısını aralar.

 

3. Suçlama Okları ve Savunma Kalkanları Oyunu

 

Tartışmaların bir tenis maçına dönüştüğü anlar vardır. Bir taraf "Senin yüzünden oldu!" diye suçlama okunu fırlatır, diğer taraf da anında "Hayır, asıl senin yüzünden!" diye savunma kalkanını kaldırır. Bu oyunda kazanan olmaz. Amaç sorunu çözmekten çıkıp kimin haklı, kimin haksız olduğunu kanıtlama savaşına döner. 

Panzehiri Nedir? Takım oyununu hatırlayın. Sorun ikinizin karşısındaki bir düşmandır, birbirinizin değil. "Sen" dili yerine "Ben" dilini kullanın. "Beni çok sinirlendirdin!" yerine, "Bu olduğunda ben kendimi hayal kırıklığına uğramış hissediyorum" demek, duygularınızın sorumluluğunu aldığınızı gösterir ve partnerinizin savunmaya geçmesini engeller.

 

4. Duygu Kapısını Yüze Çarpmak: "Aşırı Tepki Veriyorsun" Hatası

 

 Birinin hissettiği duyguyu küçümsemek veya geçersiz kılmak, ona yapılabilecek en büyük haksızlıklardan biridir. "Buna mı üzüldün?", "Yine abartıyorsun," ya da "Bu kadar hassas olma" gibi cümleler, karşınızdakine "Senin duyguların yanlış ve önemsiz" mesajı verir. Bu, zamanla partnerinizin size duygusal olarak açılmaktan korkmasına neden olur.

Panzehiri Nedir? Anlamasanız bile, saygı duyun. Onun duygusunun, onun gerçeği olduğunu kabul edin. "Senin neden bu kadar üzüldüğünü tam anlamıyor olabilirim ama üzgün olduğunu görüyorum. Anlatmak ister misin?" demek, muazzam bir empati ve bağ kurma eylemidir.

 

5. "Kazanmak İçin" Konuşmak 

 

Eğer bir tartışmadaki tek amacınız haklı çıkmak, son sözü söylemek ve partnerinizi "yenmek" ise, aslında en başından kaybetmişsiniz demektir. Bu kimsenin kazanamayacağı ve her iki tarafından da kaybettiği bir savaştır .Bu bir ego savaşıdır ve bu savaşın sonunda geriye sadece iki yorgun ve birbirinden uzaklaşmış insan kalır. 

Panzehiri Nedir? Amacınızı yeniden belirleyin. Amaç haklı çıkmak değil, ortak bir çözüm bulmak ve birbirini anlamaktır. "Biz bu sorunu nasıl çözeriz?" sorusunu sormak, "Ben nasıl haklı çıkarım?" sorusundan çok daha güçlüdür.

Unutmayın, hiç kimse mükemmel bir iletişimci olarak doğmaz. Bu, zamanla, sabırla ve en önemlisi sevgiyle geliştirilen bir beceridir. İlişkiniz, üzerine emek harcanan bir bahçe gibidir. Bu iletişim mayınlarını temizleyip yerine anlayış, empati ve dürüstlük tohumları ektiğinizde, o bahçenin nasıl yeşerdiğini ve çiçek açtığını göreceksiniz. 

 

Ahmet Vefa Çetin

Ahmet Vefa Çetin

Klinik Psikolog Yayın Tarihi: